İstanbul'da avlanabilecek balıklar ve mevsimleri
İstanbul’da yaşayan çok sayıda balık türü arasında en çok karşılaşabileceğiniz balıklar lüfer, palamut, uskumru, tekir, izmarit ve bol bol istavrit. Bu balıklar İstanbul sularında olduğu kadar İstanbul sofralarında da isim yapmışlardır. Üstelik sandalla çıkacağınız avları da renkli birer deneyime dönüştürürler. Yanınızda tecrübeli bir balıkçı varsa, işin tadı yakaladığınız balıkları sandalda mangal yapıp, Boğaz’a karşı yemekle çıkar. İlk lüferin pilavını yapıp servis ettiğinizde de havanızdan geçilmez. Ancak önce lüferi palamuttan ayırmanız gerek.
Lüfer
Lakabı: İstanbul İstanbul olalı lüfer, Boğaz’ın sultanıdır. İstanbul balıkçıları arasında “dişli”ye çıkmıştır adı. Güzelliğini kolay kolay koklatmaz; hırçındır. En küçüğünden en büyüğüne, (ağırlık ve boyuna göre), defne yaprağı, çinekop, kaba çinekop, sarı kanat, lüfer, kabalüfer ve kofana diye adlandırılır.
Şekli şemaili: Sırtı menevişli, koyu mavi-yeşildir. Yanlarına doğru açılarak bu renk kurşuniye ve karnında beyaza döner. Yüzgeçleri ise sarımtıraktır.
Huyu suyu: Güçlü çeneleri, sivri ve keskin dişlerinin gösterdiği gibi lüfer çok yırtıcı bir balıktır. Hem cins, karşı cins dinlemez; her türlü balığa saldırır. Lüferi iğneden çıkartırken dikkatli olmazsanız, acımaz; parmaklarınızı kapıverir.
Koordinatlar: Anadolu ve Rumeli fenerleri, Anadolu Kavağı’na gelmeden askeri bölge (Umur Yeri), Yeniköy Feneri, Kandilli, Çengelköy, Üsküdar sahilleri, Kumkapı önü ve açıkları lüferi özellikle uzun olta avlanma tekniğiyle avlayabileceğiniz koordinatlar.
Mevsimi: Yumurta bırakmak için yaz aylarında Ege’den Marmara’ya oradan da Karadeniz’e çıkan lüferler, Eylül ortasından itibaren lezzetli ve beslenmiş olarak Karadeniz’den, Boğaz’a inerler. Bu iniş sırasında akşamüzeri güneş batımından gece 01.00’e ve sabah güneş doğmaya yakın lüferler Boğaz’da cirit atar.
Nasıl tavlarım: Lüferin başlıca yemleri hamsi, istavrit, sardalye, uskumru, kolyoz, izmarit gibi sürü halinde gezen küçük ve orta boy balıklar. Uzun olta takımı kullanacaksanız, canlı zargana yem olarak çok iyi sonuç verir. Lüferi hareket halindeki yemler çeker.
Av teknikleri: En zevkli lüfer avı uzun olta ile yapılandır. En kolay hazırlanan uzun olta, 0.70 misina üzerine kırmızı ibrişimle bağlanmış, ileri geri hareket edebilen iğne ile yine bu misinanın ucuna takılan 5/0 no. iğneli olandır. Pratikliği, elastikiyeti ve yemi sağlam tutması açısından kalın misina üzerine hazırlanmış uzun olta tercih sebebidir. Av sırasında en az üç, beş uzun olta takımını sandıkta bulundurmanızda fayda var.
Sofrada lüfer: Lüferin her hali damaklara bayram. Tavada, ızgarada, buharda, kiremitte; hepsinde tadı ayrı çıkar. Dolması maharetli ellerinizden öper. Bir sürü lüfer tarifinden pilavlı lüferin tadı başka, yeri ayrı.
Palamut
Lakabı: Boyları 10 cm.den 70 cm.ye kadar olan palamutların, küçükten büyüğe aldıkları antika isimler şunlar: Palamut vonozu, kestane palamutu, palamut, zindandelen, torik, sivri, altıparmak ve peçuta. Ama genelde küçükleri çingenepalamudu, orta boylarına palamut, büyükleri de torik olarak bilinir. Lüfer gibi hırçın olduğundan, kendisine dişli demenize gücenmez.
Şekli şemaili: Sırtları koyu mavi, yanları gümüşi ve karınları beyazdır. Gövdelerinde taşıdıkları arkadan öne, sırttan karın hizasına doğru, siyahımsı çizgi ve bantlar lüferden ayrılmasını sağlar. Ölünce sırtı kararır. Atik gövdesi bir füzeyi andırır, pulları ufacık, çenesi uzun, ağzı kocamandır. Sivri dişlerinden uzak durun.
Huyu suyu: Yırtıcılıkta lüferin eline su dökemese de, lüferden pek de aşağı kalır yanı yoktur. Çok hızlı yüzer ve hiperaktiftir. Ani duruşları ve dönüşleri ile hafif esereklidir.
Koordinatlar: Lüferin olduğu yerlerde palamut da görülür. Genelde sahillerin 2-15 mil açıklarında, 15-100 m’ye kadar olan derinliklerde gruplar halinde dolaşır. Sadece ülkemiz sularında değil, sıcak ve ılıman denizlerin kısmen açık kesimlerinde, kısmen sahil bölgelerinin orta sularında yaşarlar.
Mevsimi: Kendisi gibi yırtıcı lüferlerle, Eylül ve Ekim aylarında başlıca yemleri olan istavrit, hamsi ve kraça gibi küçük balıkları önlerine katarak Karadeniz’den Boğaz’a inişe geçerler. Sabah gün doğmadan av yerine varırsanız palamut sürülerini tespit etmek daha kolay olacaktır.
Nasıl tavlarım: Palamut çaparisine kırmızı, beyaz ve kırçıllı tüy takılır. Ne alaka demeyin; bu tüyler yem balığının yüzgeçlerini andırır. Zokalı yemli takım kullanacaksanız istavrit ve hamsi palamutları çekmek için idealdir.
Av teknikleri: Palamut çaparisi hazırlamak maharet ister; ancak hazırladınız mı palamutu oltada bilin. Çaparilerde beden 0.50-0.70, köstekler 0.40-0.70 numara parlak beyaz naylondan hazırlanır. 25 cm’lik kösteklere 9 no. kalaylı iğneler veya 4/0 kalaylı iğneler takılır.
35-40 köstekten oluşan çaparilerin iğnelerine martının, kazın göğüs tüylerinden ve beyaz horozun boyun tüyünden kırmızı ibrişimle üç dört adet bağlanır. Çaparinin olta kısmı ise, 100-120 no. naylondan, 40-50 kulaç uzunluğunda yapılır. Oltanın ucuna takacağınız 5 cm.lik fırdöndüye, çift kat 0.80 misinadan bir kulaç uzunluğunda kasalı bir parça kasalanır. (bu parçanın adı kolçaktır.)Kolçağın diğer ucuna da 5 cm’lik bir fırdöndü, bu fırdöndüye de beden takılır. Çaparinin ucundaki kasaya da çift ilmek atıp, iskandili taktınız mı asılın küreklere…
Sofrada palamut: İstanbul mutfağının gözde mezelerinden lakerda torikten elde edilir. Başı, kuyruğu ve yüzgeçleri ayrılan, bağırsakları, kanı ve iliği temizlenen torik için derince bir kaba, yoğun tuzlu su hazırlayın. Temizlenmiş dilimleri bu tuzlu su içinde buzdolabında 24 saat bekletin. Daha sonra bu dilimleri yıkayıp, süzün. Kavanozun dibine koyacağınız yarım santim tuzun üzerine, bir miktar karabiber ve defneyaprağına bulanmış bir balık dilimi koyun. Bütün dilimleri, aralarında tuz katmanları olacak şekilde istif edin. En üstte de 1-2 cm. kalınlığında tuz koydunuz mu, 10-15 gün içinde lakerdanız hazır. Üstteki balık dilimlerini alıp, derince bir kaptaki tatlı suyun içinde buzdolabında bekletirseniz; tuzu iyice çıkan balık dilimlerini derisini soyarak servis edebilirsiniz.
Uskumru
Lakabı: 1960’ların gözdesi uskumru nesli tükenmekte olan balıklarımızdan. Ortalama boyları 20-25 cm olan uskumruların yavrularına vonoz, iri kıyımlara lipari denir. Yağsız zamanlarındaki lakabı çirozdur.
Şekli şemaili: Afili bir balıktır uskumru. Biçimli gövdesini diğer balıklardan, sırtındaki menevişli koyu mavi, siyahımsı ve yeşil renkte şerit halindeki lekelerle ayırt edebilirsiniz. Süt beyaz karnı pek çekicidir. Büyük ağzından korkmanıza gerek yok, keskin olmayan dişleri kadife gibi yumuşacıktır.
Huyu suyu: Çevik ve atletiktir. Saatte 6-7 deniz mili yol alarak, palamutu sollar. Sürüler halinde yaşar, en çok hamsiyle beslenir; orkinos, torik gibi saldırgan balıkların akşam yemeği olurlar.
Koordinatlar: Aşırı avlanmadan dolayı balık Marmara ve Boğaz’da görülmez oldu. Kolyoz sürülerinin arasından çıkan tek tük uskumru kısmetinizse ne ala.
Mevsimi: Karadeniz'de yazı geçirerek üreyen ve yağlanan uskumrular Kasım ayında Boğaz'a akmaya başlar. Boğaz'dan yavaş yavaş Marmara'ya ilerlerler. Gittikçe ılımanlaşan kışlarda, çok sayıda torik ve kofana Boğaz’ı mesken ettiği için, uskumru akışı da zamanla aksadı.
Nasıl tavlarım: Çapariye takılacak kırçıllı veya siyah tüyle.
Av tekniği: Uskumru çaparisinin beden ve köstek takımları derin, orta ve sığ sularda farklılık gösterir. Derin sularda 0.40 beden, 0.35 köstekler yeterli gelirken, sığ sularda daha ince takımları tercih etmenizde fayda var. (Beden 0.30, köstekler 0.25 no. gibi…) İskandillerin ağırlığı da sulara göre 300- 400 gr. olarak değişir. Hazırladığınız takıma uzunlukları 15-16 cm olan 20-25 köstek takın ve 3 no’lu iğne tercih edin. Kırçıllı ve siyah tüyler sürüler arasında kalmış uskumruların nefsini uyandıracaktır. Av mahallinde oltayı bir indirip, bir yukarı çekin. Olta boşluktaymış gibi hissettiğinizde, uskumru takıldı demektir. Oltayı hemen yukarı çekmezseniz, hınzır balıklar can havliyle çaparinizi karıştırabilir.
Sofrada uskumru: Eti çok lezzetli olan uskumrunun ızgarası, tavası, dolması, buğulaması yapılır. En orijinal lezzeti ise, en yağsız olduğu Nisan başı-Mayıs ortası döneminde verir. Uskumruların kurutulmasıyla elde edilen çirozun hazırlanışı da zahmetsizdir:
İzmarit
Lakabı: Amatör balıkçının ilk heyecanı genelde izmarittir. Bu yüzden “siftah” olarak anılır. Küçük boy olanlar kancur, irileri ise kanal izmaritidir.
Şekli şemaili: Gövdesi basık, elips şeklindedir. Sırtı ve yanları açık ve dalgalı kahverengi, karnı ise beyazdır. Diğer balıklardan ayırt etmenin en kolay yolu, her iki yanında ve göğsünde kocaman siyah birer leke aramaktır. Balığın sırt ve kıç yüzgeçlerinde sivri ve batıcı dikenler bulunur. Balığı oltadan çıkarırken bu dikenler elinize batabilir; galeyana gelip balığınızla kucaklaşmaya kalkmayın deri altına diken kaçarsa apse yapar. Karnından tutmanız tavsiye edilir.
Huyu suyu: Pek kıvrak, hayli oynaktır. Karın, göğüs ve iri kuyruk yüzgeciyle geri geri bile gidebilir.
Koordinatlar: Boğazın hemen her noktasında görülse de en keyifli avlardan birine Sarayburnu açıklarında çıkabilirsiniz.
Mevsimi: Şubat sonunda Boğaz’da görülmeye başlayan izmaritler, Kasım’a kadar kıyılardan, iskele üstlerinden ve tabii sandaldan rahatlıkla yakalanabilir.
Nasıl tavlarım: Midye içi ve üçe böleceğiniz karides izmaritleri paşa paşa oltaya getirir. İzmarit ağzının tadını bilir; midye içini kıvamında ister. İçlerini çıkardığınız midyeleri düz bir tahta üzerinde güneşte kurutmanız hem izmarit için daha çekicidir, hem de yumuşak olmayan bu yemi rahatça alamayacağından, yakalaması daha kolay olur.
Av tekniği: İzmarit kolay bir av olarak görünse de avcılığı maharet ister. Sandaldan izmarit çaparisi, en verimli izmarit avıdır. Çaparinin hazırlanışı şöyle: 0.45’lik 100 m. uzunluğunda sert ve şeffaf bir misina mantara sarılır. Ucuna 1 cm’lik fırdöndü bağlanır. Fırdöndünün diğer gözüne, 2,5 kulaçlık, 0.40’lık şeffaf misina takıldıktan sonra, bedenin ucuna bir kasa yapılır. 11 cm. uzunluğunda 0.35’lik kısa kösteklere çapraz, beyaz, kalaylı 8-9 no. sinek iğneler bağlayıp, bu köstekleri 13 cm aralıklarla dizdiniz mi izmarit çapariniz hazır. 250-300 gr.lık iskandilleri de kasaya takmayı unutmayın. Bu çaparide, midye, karides ve istavritten küçük parçalar yem olarak kullanılır. Takımda yirmi-yirmi beş köstek olduğu için sandalda iki kişi yemleme işine girişmeli. İzmaritler yemlere üşüşünce, oltanın iyice dolu olup olmadığını anlamak içi çapariyi azıcık kaldırın. Olta iyice ağırlaşmışsa, yavaşça yukarı çekin. Haşin hareketlerden kaçının; minik ağızlı izmarit kolayca yırtılıp oltadan kurtulabilir.
Sofrada izmarit: Löp beyaz et veren izmaritin tek kusuru kılçıklarıdır. Ayıklanarak veya ayıklamadan ızgarası, haşlanıp zeytinyağlısı, sarsmak, maydanoz ve limonlu salatası, buğulaması en çok da tavası damakta yer eder.
İstavrit
Lakabı: Bir istavrit balığı her daim bir istavrit balığıdır.
Şekli şemaili: Üstünden tren geçmiş gibi yamyassı vücudu, mel mel bakan gözleri ve ufacık ağzıyla pek şaşkın görünür. Isırmaz korkmayın, kadife gibi dişleriyle ağzını açmaya mecali yok. Sırtı, kafasına göre yeşil, gri, mavi olabildiği için, beyaz karnına doğru çıkmış iki ufak dikencik, istavriti diğer balıklardan ayırmanızı sağlayabilir.
Huyu suyu: Çok kalabalık gezen şaşkınlar sürüsü, kendini hemen ele verir.
Koordinatlar: Boğaz’ın herhangi bir noktasında istavrite rastlamanız mümkün.
Mevsimi: Karadeniz’e doğru dolanmaya çıksalar da, eylül sonunda Marmara’ya dönüş yaparlar.
Nasıl tavlarım: İstavrit kendi kendiyle tavlanan trajik bir balığımızdır. Yüzgecini jiletle kesip çıkarırsanız, “kuyruk altı” denilen yerden yem elde edebilirsiniz. Bu küçük parça bir kamışın ucuna bağlı sinek iğnesine takılıp kıyıdan denize sallandırılır. Seri hareketlerle su üstünde kaydırdığınız bu kuyruğu istavritler küçük bir balık parçası sanıp atlarlar.
Av tekniği: İstavrit avı kolay, zahmetsiz ve hareketlidir. Çapariyle avlanır. İstavrit çaparisi 15-20 kösteklidir. İlk istavrit avınızda 10 köstek kullanmanız tavsiye edilir. Kalaylı iğneler 6 no., olta 50-100 metre 0.40 numara, beden 0.35, köstekler ise 0.30 veya 0.25 olmalı.
İğnelere beyaz renkte hindi, kaz veya martının kuyruk, kanat tüyleri kırmızı ibrişimle bağlayın. Köstek boylarınız 13 cm aralıkları da
13 cm olsun. Bu takım için 150-240 gr. iskandil uygundur. Av mahallinde çaparinizi dikkatlice ve yavaşça denize koyuverin. Balık oltaya dolandı mı, oltanızı yumuşakça indirip kaldırın. Böylece çaparinizin tamamı dolar.
Oltanızı yukarı almadan ufak bir ilmik atarsanız, bir daha ki sefere oltayı balıkların bulunduğu derinliğe kolayca indirebilirsiniz. İstavrite nazik davranın, izmarit gibi küçük ağızlı istavritin, oltayı hızlı çekerseniz ağzı yırtılıverir.
Sofrada istavrit: İstavritin buğulaması
ve tavasına rağbet çoktur ancak hem pratik hem lezzetli olsun derseniz, istavrit pilaki ideal.
Tekir
Lakabı: Küçükleri ‘mıcır’, büyükleri ‘çuka’ olarak bilinir.
Şekli şemaili: Üzerinde benekler var, gözleri kırmızı, bir de bıyıklı! Dudak üstünde bıyık aramaya kalkmayın; tekirin bıyığı çene altında. Barbunyayla akraba olan tekir daha soluk renklidir.
Huyu suyu: Narin tekir bıyıklarıyla kumu kazması ünlüdür.
Koordinatlar: Bebek, Arnavutköy, Kavaklar. Bu sene özellikle Kilyos’ta görülmüşler.
Mevsimi: Sonbaharda Boğaz’a dönmüş olurlar.
Nasıl tavlarım: Piyazlamaya, kandırmaya gerek yok… Paşa paşa ağınıza takılır.
Av tekniği: Tekir avı fanyalı ağlarla yapılır. Lakin bir bilen olmadan içinden çıkmanız zordur. Önce ağınızı istif edersin. Bir tarafını (makası) kıyıya bağladıktan sonra asılın küreklere… Ağınız denizin altında açılacak, bittiğinde elinizde kalan ipin ucuna taş bağlayıp denize atın. Zavallı tekircikler ağlarınıza gözlerinden yakalanacaklar.
Sofrada tekir: Kâğıtta kebabı, ızgarası ve tavası makbuldür. Buğulaması ise ekstra lezizdir.
Sosyal balıkçı
Bakmayın siz sandalda süzülen yalnız balıkçı triplerine. Balıkçılar pek bir faal, pek bir sosyaller. Derneklerin etkinliklerini takip edebilir, geleneksel balıkçılık festivallerine katılabilirsiniz.
Balıkçı dernekleri:
Amatör Olta Balıkçıları Derneği Rastgele www.rastgele.org
Balıkçılığı Koruma ve Geliştirme Derneği www.bkgd.org
Faydalı linkler:
www.denizce.com
www.sualtiavcilari.org
http://groups.yahoo.com/group/amatorbalikcilik
www.avyaban.org
www.ddd.org
www.balikavi.net
www.balikavi.org
www.balikta.com
www.amator-balikcilik.com
Faydalı kitaplar:
“Amatör Olta Balıkçılığı ve Balık Tutma Teknikleri”, Haluk Deniz Öksüz, 2002, İstanbul.
“İki Boğaz’ın Suları” Ali Pasiner, Remzi Kitapevi, 2001, İstanbul.
“ Balık ve Olta” Ali Pasiner, Remzi Kitapevi, 1999, İstanbul.
“Türkiye Deniz Balıkları Fihristi” Levent Artüz, Büke Yayınları,, 2005, İstanbul.
Festivaller:
Fatih Belediyesi ve Şehristanbul Derneği’nce 1-2 Eylül tarihlerinde 4. İstanbul Balıkçılık Festivali, eski balıkçı köyü olan, tarihi Samatya Meydanı’nda düzenlenecek. İstanbul’un balık ve deniz kültürünün devamlılığını sağlamak için enteresan etkinlikler düşünülmüş. Galata Köprüsü’nde oltayla, Kocamustafa Paşa Barınağı’nda tekne ve sandallarla yapılacak balık avı yarışması amatör balıkçılara müjde! Samatya Meydanı’nda en güzel balık lokantalarının aşçılarının katılımıyla özgün balık yemekleri de yarışacak. Konserler, resim sergisi, gezi turları, oltayla balık avı, en hızlı midye dolma yeme yarışması Eylül’ü Samatya’da karşılama nedenlerinizden bir kaçı…
Balık dili
İşte okuduğunuz havai kelimelerin Türkçesi. Balıkçı oldum diye koltuklarınız kabarsın; atın havanızı.
Iskarmoz: Sandalın iki yanında küreklerin bağlı olduğu çubuklar. Bu çubuklar genelde kızılcık, dişbudak ya da kestane ağacından yapılıyor; hem önemli, hem değerliler. Sandalla ilerlerken, kürekleri kontrol etmenizi sağlıyorlar; canınız bu çubuklara bağlı desek yeridir.
Çapari: “Çapari aşağı çapari yukarı. Nedir bu kardeşim?” demeyin, balığa çıkıyorsanız çapari vücudunuzun bir parçası artık. Beden, köstek ve iğne bölümlerinden meydana gelen, her bir iğneye hindi, horoz, kaz, martı, tavuk vb. kuşların kanat, kuyruk tüyleri ya da balığın ağzının tadına göre yem takılan çok iğneli bir olta takımı.
Köstek: Balık iğnesini oltaya bağlayan, bir iki karış uzunluğunda kıl veya misina parçası. Bildiniz misina işte.
Kerteriz defteri: Kerteriz defteri balıkçıların düşmanlarını tanımak için tuttuğu nam- değer defter, köklü bir gelenek, bir nevi “balık avı günlüğü”. Bugünün yarını var… Balık tutmayı kafaya koyduysanız, hangi balığın hangi mevsimde, nerede bulunduğunu kaydetmenizde fayda var. Böylece bir daha ki sefere işiniz daha kolay olur, hem şahsınıza münhasır bir defteriniz olur.
Fırdöndü: Ufacık bir metal. Bir tarafı oltaya, bir tarafı çapariye bağlıyorsunuz. Maksat misinanın gam yapmaması.
Gam yapmak: Misina karıştı mı gam yapmış oluyor.
İskandil: Oltanın ucuna takılan kurşun-çinko karışımı ağırlıklardır. Bu ağırlıklar denizin dibine değiyor, siz de denizin kaç bucak olduğunu ölçüyorsunuz.
Tel livar: Tuttuğunuz balıklarınızı saklayacağınız sandaldaki telden havuzcuk. Tel livarın içindeki balıklar karaya varana kadar tazecik kalıyor, kartlaşmıyor.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder